Hepimizin çevresinde İstanbul takımlarının taraftarı insanlar var. Kimisi saygı duyup, Bursaspor ile ilgili konularda konuşurken bizi üzecek cümleler kurmazken, bazı densizler bizi üzecek cümleler kurabiliyorlar. Hele ki sosyal medyada türeyen bit yavruları hadlerini aşan yorumlarla bizi üzüyor ve kızdırıyorlar.
Bizler zaten üzgün ve kızgınken, bir de bunlarla muhatap olmak zorunda kalıyoruz ya ister istemez bizi bu durumlara düşüren herkesin kulağını çınlatıyoruz!
2 hazırlık maçı izledik. Adı üstünde hazırlık maçları bunlar. Sadece teknik ekibin izlemesi gereken maçlar ama iyi kötü bizler de meraktan izliyoruz.
Kendi adıma gençlere ve teknik ekibe bu süreçteki gayretleri ve mücadeleleri dolayısıyla teşekkür ediyorum.
Lig başladığında bu çocuklarla mücadele edeceğiz. En çok ihtiyaç hissedecekleri şey ise taraftar desteği olacak.
Bulunduğumuz yeri kabullenemeyen (doğal olarak) ama halâ kübüne zarar verecek derecede sinirli olanlar "lütfen" sakinleşene kadar evden izlesinler maçlarını.
Gençler hata yapacaklar, hem de çok defa...Bazen maçın skorunu etkileyecek hatalar da olacak bunlar. Ama en çok onlar üzülecek, biliyorum. Bir de biz azarlarsak tribünlerden, mücadele azimleri kırılacak, öz güven kaybı yaşayacaklardır. Sabretmeli ve onlar sahada pişerken biz tribünde kan içsek de kızılcık şerbeti içtik, demeliyiz.
Evimizde çok kuvvetli olmalıyız. Kimin kimle derdi varsa inşallah halleder. En büyük Bursasporlu biziz demekten, aşırı sahiplenip insanları "bizden olan,olmayan" diye dışlamaktan vazgeçip tek yürek olmayı başarmalıyız.
Biz bu ligde neler yaparız'ın cevabı bu işte. Gençler sahada, bizler tribünde tek yürek olacağız ki, asıl kapasitemizi ortaya çıkartabilelim.
Elbette tahtanın açılması gerektiğini halâ düşünüyorum daha güçlü bir kadro olabilmek için ama bu, elimizdeki gençlerimizi doğru desteklemeyeceğim anlamına gelmez; hem de dibine kadar desteklerim.