Bursaspor'un durumu hakkında yüzlerce yorum okuyorum haberlerde, sosyal medyada.
Camianın bölündüğü çok konu var.
Ortak noktada buluşma niyeti ise kimsede yok.
Herkes kendi doğruları ile olaylara yaklaşıyor. Farklı fikirlere ise illaki bir "yandaşlık" söz konusu varmış gibi saygı gösterilmiyor.
Örneğin, transfer yasağını kaldırmama kararı üzerine yönetimin doğru yaptığını düşünenler de var yanlış yaptığını düşünenler de. Geçmişte yapılanlar ve alınan sonuçlar üzerine herkesin kendince doneleri var.
En basitinden Enver Cenk'in ve arkadaşlarının en kritik dönemde gece eğlencesi yapmalarından dolayı takımda istemeyen de var, kaldığı için (bu yoklukta) sevinenler de var.
Eski defterleri kapatmayan, kapatılmasını istemeyen; eski defterleri kapatan, kapatılmasını isteyenler...
İş dünyasının güven problemlerinden dolayı yardım etmediğini düşünenlerin yanı sıra Bursasporluluk aidiyeti olmadığından yardım edilmediğini düşünenler de var.
Formaların tasarımını, alınan reklamların formadaki duruşunu, bilet fiyatlarını, basın açıklamalarını beğenenler de var beğenmeyenler de...
Neyse, fazla uzatmaya gerek yok, sizler de bu karmaşanın farkındasınız ve benzer konularda bir taraf ya da bi'tarafsınızdır.
Gidişatın mesuliyetini şimdiden üzerine alan kimse yok; herkes, tüm yetki sahibi olanlar "gereken desteğin, gereken takviyelerin, gereken sinerjinin..." olmadığından şikayetçi. Yani kimse "Bende de şu eksik var, bu eksiğimi kapatmak için yardım edin." demiyor. Herkes işini tam yapıyor ama çevresel faktörler sebebiyle başarı yakalanmıyor(!)
Taraftar da öyle; ben formamı alırım, kombinemi alırım, maça gelir desteklerim daha ne yapayım, diyor. Bunlarla taraftarlık olsa milyonlarca satış yapan kulüplerin her sene şampiyon olması gerekirdi. Taraftarın "reaksiyon" vermeyi bilmesi de şart; hem genel durumlarda hem de maçlarda.
Gerçi, azıcık "öğreti" yapsak hemen "Sen kimsin de akıl veriyorsun, ne zaman adam oldun, kaç deplasmanın var, amigolardan kaçıyla tanışıyorsun, abilerden iyi mi bileceksin..." deyiveriyorlar ama asıl akil olanlar kendileri de değilmiş, geldiğimiz durumda bunu da ispatlamış olduk. Elbette kimsenin her fikri doğru değildir ama eyleme dönüşene kadar da bundan emin olamazsın.
Münferit taraftar kavramı 2-3 senedir kullanılıyor.Yani herhangi bir tribün oluşumu içinde olmayan ama bu grupları desteklemeyi ya da desteklememeyi "tekil" olarak sürdüren, bağımsız taraftarlar.
Tribünlerin uyuşmazlığından etkilenen, olay çıkarsa diye çekinen, kombine alacakken acaba hangi tribünde otursam diye düşünen... Ama avazı çıktığı kadar tüm bestelere katılan, takımını kendi maddi gücü nispetinde destekleyen, kendi aklınca reaksiyon veren münferit taraftarlar da bu sezona nasıl yaklaşacaklar merak ediyorum.
Özetle, kulübümüzün gidişatı adına kara senaryolar kuranlar kadar, beyaz sonuçlar umanlar da var.
Beyaza üşüşen çok olur emek verenlerin dışında ama kara sonuçlar da herkes emek verenleri suçlayıp kaçacaktır.
Gidişatın mesuliyetini bugünden alanların, doğrusuna doğru, yanlışına yanlış diyerek emek vermek de mesuliyete ortak olmaktır. Yazdığınız/ yazdığımız her harf bu ortaklığın imzasıdır.
Kimse gerçeklerden kaçamaz. Algılar masumiyeti göstertirken, gerçekler vicdanlarda ve ahirette karşımıza çıkacaktır.
Saygılarımla...