Türkiye’de futbol izleme özgürlüğü nicedir sekteye uğruyordu.
Popülist yaklaşımlar neticesinde futbol takımları arasındaki çatlak büyüdü…
Herkes bir taraf seçti, diğer taraf yokmuş gibi davrandı…
Öteki bile yapmadı karşındakini geçtim saygı duymayı…
Duymazdan geldi, görmezden geldi…
Rakipsiz zaferlerin mutluluğuna kavuşacaklarını zannetti herkes…
Sonuç,
Devletin televizyonundaki beğenmediğimiz spiker ve yorumculardan,
Hesap makineleriyle çekilen sosyal medya amatörlüğündeki görüntü kümesine kaldık…
İyi mi oldu bilemedim zaten?
Dostluk ve kardeşlik naraları atanlar beri gelin güzel kardeşim…
Sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını yetiştirmeye çalışan bir topluma
Bıçak atmak, demir atmak, hangi vicdan terazisine konulur?
Bir kişinin hayatını kaybetmesinden daha mı değerlidir 3 puan?
Hangi puan cetveliyle ölçebilirsiniz kefenin boyunu?
Ve hangi şampiyonluk mutlu eder bir kederli ailenin cenaze evindeki ağıt zamanında…
Bunlar hangi futbol yüzümüz bizim, Avrupa’ya ne mesajlar bunlar?
Ben reddediyorum… İnsanlığın ön planda olmadığı,
Hunharca katledilen futbol zevkinin gram umur taşımadığı platformları reddediyorum…
Hele ki ortada bir yayın gerçeksizliği varken…
TRT Şeş, Penc, Dü ya da Se veya Kürdi!
Boğuldu yayın o kanalda…
Posta koydular jenerikte Çorum vardı…
Kim doğru değilse çıksın itiraf etsin…
Bir özeleştiriyle başlasın yine yeniden hayat…
Elimizde kalan tek yayın balık olmasın…