Maçın özeti budur: Öne geçer geçmez geriye iyice geriye yaslanırsan, böyle 90+1'de golü yiyip de yanabilirsin!
Gerçekten son anlarda kanat takarak uçup giden 2 puana yazık oldu.
Altınordu'ya ilk puanını aldırdık!
MAÇI CANLI VERMEMEK NEDİR?
Yorumlara geçeceğim.
Ama önce canlı verilmeyen maça değinmem gerek!
Kulüp olarak, "Maçı naklen vermeyeceğiz. Herkes stada gelsin!" diye resmi açıklama yaptınız.
Biletleri yüzde 50 indirdiniz, eyvallah da...
N'oldu?
Timsah Arena'da 3-4 bin civarında taraftar vardı.
Yani, canlı yayınlanan Ankaraspor maçından, taş çatlasın bin kişi fazlaydı taraftar!
Perşembe günü maçın verilmeyeceğini öğrenince şöyle bir twit attım:
"Bursaspor'un lig maçını canlı vermemek ne demek?
Esnaf ve işçi kentinde; cumartesi günü saat 16'da maça gelemeyeceklere, işi gücü olanlara, yaşlı taraftarlara, şehir dışında ve gurbetteki arma sevdalılarına çok büyük ayıp ediyorsunuz!
Youtube'dan vermek çok mu zor?"
Stadyumda, baktım sosyal medyada taraftar, "izleyemiyoruz" diye isyanlarda, ben de twitterdan zaman zaman sohbet odası açıp, karşılaşmayı değerlendirdim, bilgi vermeye çalıştım.
Yazık bu taraftara...
Armanın marka değerini ve taraftarını hiç düşünmeyen yönetime de selam olsun!
EREN GÜLER SAKATLANDI
Maça gelirsek...
Esame listesine, gerekli A lisansı olan teknik menajer Murat Sözkesen yazıldı.
Ama takım Nedim Vatansever kenardan yönetti.
Kadrodaki tek değişiklik; Barış Dalkıran'ın yerine Ömer Turan Görgüç'ün oynamasıydı.
Yine kumla kaplı kötü zeminde oynanan mücadelede ilk yarı verimsiz geçti.
Bir de 34'de sakatlanan forvet Eren Güler çıkınca yedek 9 numara Alperen Şirin girdi ve planlar erkenden değişti.
Devrede 2'de 1 isabetli şutla; topu rakibine vererek oynayan Timsah, kalesinde 3'te 0 isabetli şut gördü!
"BU FRİKİK GOL OLUR"
İkinci yarıya adeta golle başladık.
Bilal Güney, sağ çaprazdan frikik atarken, yanımda oturan arkadaşım Gökhan Şenyavaş'a "bu frikiği videoya çek, gol olacak" dedim, Gökhan da golü çekti!
Bilal doğrudan uzam direğe vurdu, yan direkten dönen top defansa çarpıp gol oldu.
Buraya kadar her şey çok güzeldi.
Ama işte ne olduysa son 40 dakikada oldu!
ATAR ATMAZ DA KALEYE OTOBÜS ÇEKİLMEZ Kİ!
Talimat mı geldi, psikolojik olarak hemen geriye mi yaslanmayı tercih ettiler, bunu anlayamadık ama...
Golden sonra 3 dakika içinde kalemizde 2 net tehlike yaşadık!
İlkinde Ertuğrul Kurtuluş topu kale çizgisinden çıkardı.
Sonra kaleci Canberk Yurdakul yakından şutu çıkardı.
Zaten 22 yaşındaki file bekçisi, Altınordu'nun 14'te 7 isabetli şutundan 6'sını alırken, çok net 3 kritik kurtarışa imza attı.
Eğer Bursaspor, bu maçta 1 puan aldıysa, bunda kaleci Canberk'in payı büyüktü.
90+2'de Devrim'in sağdan ceza sahasına girip çaprazdan tavana vurduğu şuta ise pek bir şey yapamazdı!
Ama 1-0 öne geçer geçmez kalenin önüne otobüsü çekersen, gole de davetiye çıkarırsın!
Nedim Vatansever, Hamza Baran Arıkan ve Barış Dalkıran ile; 56'da sağ bekin yerine sağ bek, ön liberonun yerine de ön libero soktu.
GLASGOW GİBİ 5'Lİ DEFANSA DÖNDÜK
Fakat, "Bizim üzerimize gelsinler, Mustafa Genç ve Alperen Şirin ile hızlı hücumdan 1 gol daha bulursam maçı koparırım" diye düşünmüş olacak ki Nedim Hoca, 64'te son 2 hamlesini de yaptı.
Golü atan Bilal Güney ve bu maçta hiç gözükmeyen Çağatay Yılmaz'ı çıkarıp sağ kanada Emre Tepegöz'ü, stopere de Furkan Emre Ünver'i soktu.
Bursa'ya puansız gelen Altınordu'nun sağlı solu ataklarını savuşturmak için; 3 stoper ve 2 bekle 5'li savunmaya döndük!
Kendi evimizde beşli defans yaptığımızı görünce Şampiyonlar Ligi'nde İskoçya'da izlediğim Glasgow Rangers maçı geldi.
Zaten 3.stoper Furkan'ın girdiğini gören takım da, kenardan gelen hamleyi "1-0'ı savunacağız" şeklinde bir mesaj olarak algılamıştır.
Bir de 62'de, oyunu 3. ve son durdurma hakkımızda; 5 oyuncu değiştirerek büyük bir risk aldık!
DALKIRAN OLDU DALGAKIRAN
Tamam, bazen 1-0'a da yatarsın, ama böyle golü atar atmaz 51. dakikada değil...
Sonradan giren 6 numara Barış Dalkıran oldu sana Dalgakıran...
Zira, Altınordu atakları dalga dalga gelmeye başladı!
Furkan Emre de bazen 2.çapa olarak 6 numaraya çıktı.
Ama nafile!
MAÇ DUVAR TENİSİNE DÖNÜŞTÜ
Maç adeta duvar tenisine döndü!
Dan diye ileri vurursan, oradaki 1 veya 2 adamın da 2-3 savunma oyuncusu arasında topu 3. bölgede tutamazsan n'olur?
Kalende tehlike üzerine tehlike yaşarsın.
"VURDURMAYIN ÇOCUKLAR" DEMEKTEN HELAK OLDUK
Biz de basın tribününde, spiker İlker Yasin gibi "vurdurmayın çocuklar, döndürmeyin çocuklar" der dururuz!
Kalenin önüne etten duvar da örsen, eğer gol olacaksa oluyor.
Nitekim, Emre'nin ceza yayı civarında; tehlike hunisinde çıkarken topu kaptırmasının ardından +2'de beraber golü geldi.
Böylece 2 puan da kanatlandı!
Oysa, Ertuğrul, 2005'li Yiğit Fidan ve sonradan giren Kaptan Furkan havadan geçit vermediler ama, defans sağda kamikaze gibi dalan Devrim'i durduramadı.
Sonuçta, tam 5 maçta 7 puana çıkacaktık ki, beraberlik golünü yiyince 5 maçta 5 puana razı olduk!
Yenilmiş kadar üzüldük.
Hatta, 2006'lı Mustafa Genç'in maç sonunda ağladığını gördük!
Evdeki 3 maçta 1 galibiyet ve 2 beraberlik aldık.
Umarım, kaçan bu 2 puanı ileride aramayız.
Nedim Hocam; sizi ve Genç Timsahlar'ı her zaman destekliyoruz.
Fakat, kendi evimizde, deplasman takımı gibi "mahkum" ve "Çanakkale geçilmez" oynamayı açıkçası ben yadırgadım.
40+ 6= 46 dakika boyunca geriye yaslanmanın faturası da maalesef trajik bir şekilde yitip giden 2 puan oluyor!
Konuk ekip 14 şut atıyor, biz ise kokoca 90 dakikada sadece 4 şut atıyoruz!
Umarım, bu tablo kulaklara küpe olur!
Maç sonunda Teksas, bir kez daha Günay yönetimini istifaya çağırdı.
Kuzey kale arkasına giden bine yakın 16 yaş altı gencin takımlarına verdiği destek ise tek kelimeyle harikaydı.
Bu proje için yönetimi bir kez daha kutluyorum ve aynen devamını diliyorum.
FORVET SIKINTISI OLURSA ADRES ŞAMPİYONLAR
Bir de haftaya Eren Güler düzelmezse, Berat Altındiş de yetişmezse, işte o zaman tek forvet Alperen Şirin kalacak.
Belki de altyapıdan Türkiye Şampiyonu U15 Takımı'ndan 2008'li Ahmet Hakan Atış ve Selahattin Sevim gibi gençler kadroya alınacak.
Kim bilir, haftaya pazar günü Bayrampaşa'da Beyoğlu Yeni Çarşı maçında sürpriz isimleri de kadroda görebiliriz belki...