Sevgili Serkan Bey,

Birbirimizle hiç alakamız yok ama müsaade ederseniz iki kelam söz yazmak istiyorum size.

Özellikle belirtmek isterim, yazıyı size bir şeyleri açıklamak, size yol göstermek ya da sizi rencide etmek için kaleme almıyorum.

Sıradan ve hiçbir vasfı olmayan bir Bursasporlu olarak, gördüğüm lüzum üzerine, kendi sözlüğümden en doğru sözcükleri seçmeye özen göstermek kaydıyla saygı çerçevesinde düşüncelerimi yazacağım. ( Hoş, saygılı davrananlar uysal koyun muamelesi görüyor ama olsun, söz konusu Bursaspor'un menfaatiyse dişimizi sıkacağız. )

En yakın arkadaşınız, ortağınız Sn.Emin Adanur, bizim pek kıymetli kulübümüze başkan oldu. Allah kolaylık versin, biz de razıyız onun işleri çözme niyetinden ve azminden.

Genç ve tecrübesiz bir başkan, elbette her attığı adım doğru olacak değil, kendisini eleştirdikçe, kendisine dürüst oldukça hatalarıyla büyüyecek o da.

Önceleri attığınız ve şampiyonluğumuza ağır bir hakaret içeren twit sebebiyle, çoğu Bursasporluyu üzdünüz, sinirlendirdiniz, kendinize düşman bellettiniz. Emin Bey'in en zayıf karnı oldunuz neredeyse.

Sohbet odasında ne kadar ugraştıysa da özür dilemediniz ve alengirli sözcüklerle lafı başka yerlere taşıdınız ama samimiyet sınavını geçemediniz birçoğumuz nazarında.Ama şahsiyetiniz ile ilgili epey ipucu verdiniz o konuşmanızla ki size yazma niyetim de buradan doğdu. İletişime önem verdiğiniz belli, o takdirde doğru dille anlatmaya çalışmanın bir zararı yok.

Ben o dönem önemsemedim sizin şampiyonluğumuz ile ilgili düşüncenizi çünkü gerçek olan sizin yazdıklarınız değildi ve fikriniz, gerçeği değiştirecek güçte değildi. Bu sebeple sizi sadece sevmiyorum dürüstçe yazmış olayım ama düşmanlık besleyecek yoğun bir duygum da yok yani.

Bir hukukumuz olmamasına rağmen, sizin de beni kâle almayacağınızı tahmin etmeme rağmen bir isteğimi yazmak, size farklı bir üslûp ile bir "ricada" bulunmak istiyorum:

Bursaspor'un bir gram umrunuzda olmadığını biliyorum; Emin Bey sizin için daha kıymetlidir.

Emin Bey bizim için de kıymetli artık ve Bursaspor bizim umrumuzda.

Emin Bey ne yaşarsa yaşasın siz ikili ilişkilerinizle ona dilediğinizi yazın, söyleyin, anlatın ama sosyal medyadan ya da farklı mecralardan ona destek olayım derken, inanın zarar veriyorsunuz. Lütfen susun.

Sizin ayar vermeye çalıştığınız üslubunuzun aksine, aslında anlayacağınıza inandığım dil ile rica ediyorum, kişisel özgürlük haklarınıza saygı duyduğum için, fikir özgürlüğüne inandığım için, sizi kısıtlama hakkım olmadığı için insanca rica ediyorum.

Hatta sosyal medya gücünüz ile beni mahvedebileceğinizi bile bile belki de risk alıyorum ama samimice yazıyorum, inadınızın arkasındaki Serkan'a belki sesim ulaşır ve sükûnet adına bir faydam olur.

İnanın, çoğu Bursasporlu okuyucum bile, sizden çok kızacak okuyunca bana, çünkü hakaretvari ve onların içini soğutacak imalarda bulunmuyorum, düzgünce, edeplice, dürüstçe sizden susmanızı rica ediyorum.

Emin Bey de beni tanır, ona beni sorabilirsiniz, onu siz kadar sevecek geçmişimiz yok ama sizden çok sevecek bir geleceğimiz olsun istiyorum; yeni bir sayfanın açıldığı şu dönemde sayfaya mürekkep bile damlasın istemiyorum!

Bizim Teksas çok büyüktür.

Sanmayın ki sadece internette yazanlar Teksaslıdır. Bizim asıl gücümüz, sessiz bir ordu olmaktan geçer ve içimizdeki hesaplaşmalar bile sessizce patlar, yıkar ve temizler. Jargonu farklı gelse de mesajı her daim doğru söyler.

Bu güçten fazlaca etkilenenler ve kendini en büyük lider olarak görmeye başlayan ve tek başına hareket edenler yine iç muhasebe ile olması gereken çizgiye indirilir. Kol kırılır yen içinde kalır. Doğruyu, yanlışı kendi içinde ölçer ve gerekeni yapar.

Bu yazıyı okuyorsanız

- ne hissediyorsunuz bilemem -  ama bu bir kerelik muhataplıktan sizin kadar rahatsız olmadığımı bilmenizi isterim.

Sizin de iyi bir tarafınız vardır ve ben oraya seslenmeye çalışıyorum, siz Emin Bey'in iyiliğini ben de Bursaspor'umuzun iyiliğini istiyorum, gelin size yakışanı yapın ve sakinleşin. Bursaspor ile ilgili dilediğinizi yazma özgürlüğünüz var ama bu özgürlüğünüzü kullanırken ortağınıza da Bursaspor gündemine de zarar veriyorsunuz farkında olmadan. Rica ediyorum yazmayın Bursaspor ile ilgili bir şeyZaten toparlanması zor işlerle uğraşıyor Emin Bey, bir de sizden doğan sorunlarla enerjisini tüketmesin.

Siz, arka planda dostluğunuzu yürütün.

Neyi, nasıl yapacağınızı size öğretecek değilim, haddim değil

had bilmek zaaf değildir ) ancak sizin de zaman zaman haddinizi aşan açıklamalarınız benim gibi Bursasporluların bile tepkisini çekiyor. Bu artık son bulmalı.

Derdimi anlatabildiğimi umuyorum.

Söz gümüş ise, sükut altındır. Ben gümüşümü kullandım, altın sizin olsun.

Pek kıymetli şahsiyetinizin kırılmasına sebebiyet verecek bir kelamım olduysa affola; siz beni çok üzdünüz ama ben itidal duygusuyla derdimi anlatmak için çabaladım. Umarım ricamı kırmaz ve camiamız hakkında bir daha yazmazsınız. Zor zamandaki sponsorluk desteğiniz için teşekkür ederek yazıyı bitirmiş olayım, kalın sağlıcakla.

Sevgili Emin Adanur,

Sizden de en büyük isteğim, iddia edildiği gibi yaşından olgun davranmanız.

Kişisel üzüntülerinizin Bursaspor'un bekasının önüne geçmesine izin vermeyiniz.

İçine atmak zor, yaşayan bilir elbet ama ben sizin arkanızda duracaksam, önce siz ayakta duracaksınız. Bursaspor'un değerlerini bildiğinize ve samimiyetinize inanarak yazıyorum, sizin de her yaptığın iş doğru olacak değil insansınız eyvallah ama bundan sonra ayrışmaya en güzel dersi yolunuza devam ederek verirsiniz.

Sorunları olmayan kulüpte başkanlığı herkes yapar, marifet böylesi camiaları toparlayıp başkanlık yapmakta.

Hadi, boşverin, bir sonraki dosyayı koyun önünüze ve tahtanın çatırdama sesi buralara kadar gelsin.

Saygılarımla...