Şampiyonluktan sonraki süreçte üst üste Avrupa kupalarına katıldıktan sonra bir düşüş yaşadık ve her düşüşün sonunda gelen yönetimler bu kan kaybına engel olamadı.

Engel olamadılar mı diyelim, iyice sebep oldular mı diyelim orasının da bir anlamı kalmadı artık. Borçlar katlanarak arttı, kulübün kariyeri yerle bir oldu.

Mali tablolardaki rakamlar hep yanlış kararların sonucu olarak karşımıza çıktı; yanlış yatırımlar, yanlış transferler, yanlış ortaklıklar, yanlış insanlar...

Biz hep çok seven olduk doğal olarak ama tüm bu yanlışlara karşı demek bir şey yapamamışız ki bugün bu hallerdeyiz.

Suçlu bulmakta üstümüze yok zaten ama kabul edelim hepimiz suçluyuz; söylediklerimizle, söylemediklerimizle, yaptıklarımızla, yapmadıklarımızla biz de bu durumdan sorumluyuz.

Bağırıp duruyoruz, Bursaspor bu şehrin en büyük markasıdır, şehrin dinamikleri el atsın, diye... Kaç senedir aynı çığlığı atıyoruz ama maalesef duyulmuyoruz, duyulmak istenmiyoruz. Şehrin nabzı yine çok düşük.

Yeni başkan validen, siyasilerden, iş dünyasından yine yardım istiyor. Olması gereken de bu ama nabız artık o kadar düşük seyrediyor ki ölecek hastaya ilaç vermek yerine sadece "Allah kurtarsın." deniliyor.

Bursaspor'un kurtulacağına inanmadıkları için mi, verdikleri maddi yardımın yine buhar olacağını düşündüklerinden midir bilinmez, rüzgâr esmiyor, yaprak kımıldamıyor.

Güven problemi ve borç meblağının büyüklüğü ileri adım attırmıyor sanırım bu dinamiklere.

HEYKELİ DİKİLECEK ADAM

Sn.Günay bir konuşmasında dedi ki: İçinizden birini koyun,Bursaspor'a faydası olacağı besbelli olan birini ve arkasında sizler durun,koltuğu hemen devredelim...

İşte o Bursaspor'u devredebileceği adam her kimse benim için heykeli dikilecek adam olur.

Büyük itibarı olan eskilerin geri gelmeyeceği besbelli.

Yeni bir itibar sahibi, şehrin desteğini alacağı garantilendiğinde göreve cesaret eder ancak. Var mı öyle biri ben bilmiyorum.

Biz zaten kim gelse beğenmiyoruz. Kim gelse güvenmiyoruz. Tribün liderlerinin etkisi de eskisi kadar yansımıyor camiaya, sessizlikleri üzüyor. Son kongrede bir serzeniş oldu, bir manifesto yayınlandı, şehri müdafa yürüyüşü dillendi ama maalesef camianın da nabzı düşük atıyor.

Olayları değerlendirip öngörüde bulunan çok yazı okuyorum:

Bu yönetim yapamaz...Bu yönetim

Şehrin desteğini alamaz...

Bu yönetim varken ligin ilk devresi gelmeden ligden düşeriz...

Bu yönetim hemen kongre kararı almazsa yokoluşumuz hızlanır...

Ben de anlamaya çalışıyorum elbette, bu yönetim gitse bugün kim gelecek? Gelecekse neden şimdiye kadar gelmedi?

Ben şahsen - beni sürekli okuyorsanız zaten biliyorsunuzdur- başkanlara değil, makamlarına destek olmaktan yanayımdır her zaman. Memur halimizle maddi destekte bulunamıyoruz tabii de doğruya doğru, yanlışa yanlış diyecek "acı dost" olmaya gayret ediyoruz. Bu sebeple de şu anki yönetimi her durumda destekleyeceğim ben. Bursaspor'um menfaatlerini gözettikleri sürece yanlarındayım. Aksi durumda elbette karşılarına dikiliriz.

Heykeli dikilecek adamı bulabilir miyiz, şehir bu adama güvenip destek verir mi ya da gerçekten Bursaspor'un kurtulabileceğine inanan kaç kişi kaldı acaba şehirde?

Umudu her gün azalan bizler, daha kötü ne olabilir ki dedikçe beterini gören bizler, ne kadar kızsak da ayrılamayan bizler... Allah bize metanet versin...

Bir masanın etrafında tüm şehrin toplanabilmesi için mahiyeti olan güç sahibi insanları, Bursaspor için harekete geçmeye davet ediyoruz. Umalım da bu davet karşılığını bulsun. Bu olursa hepsinin heykelini gönlümüze dikeriz zaten...

Saygılarımla...