İngiltere Premier Lig’inde oyuncuların statüsü ve ligin marka değerinin yanı sıra ülke futbolunu bekleyen birçok farklı değişim ihtimali de mevcut. Çıkan haberlere göre Brexit sonrası Sterlin’in Euro karşısında değer kaybetmesi hem transfer ücretlerinde hem de oyunculara ödenen maaşlarda değer kaybına ve maliyet artışına sebep olacak.

Fakat Sterlin’deki değer kaybını kısa dönemde değerlendirmek doğru olmayacaktır. McMahon’un parmak bastığı bir diğer konu ise Bosman Kuralları’nın, Avrupa Adalet Divanı kararı sonrası geçerli olması sebebiyle artık İngiliz futbolunda geçerli olmayacağı iddiası.

Ancak bu iddia da doğru değil çünkü Bosman Kuralı’nın getirdiği en önemli unsur olan sözleşme bitiminde futbolcuların serbest kalması hususu FIFA’nın 769 no’lu sirkülerinde belirttiği üzere tüm futbol federasyonlarının talimatlarına eklenmesi zorunlu unsurlardan biridir.

Dolayısıyla İngiltere Futbol Federasyonu FIFA’dan ayrılmayı göze almadığı sürece böyle bir durum geçerli olmayacaktır.
Brexit’in en büyük etkisi ise gene bir FIFA kuralı* olan 18 yaş altı futbolcuların uluslararası transfer yapamaması olacaktır. Bu kuralın üç istisnası mevcut. Birincisi 18 yaş altı futbolcunun ailesinin futbol dışı bir sebeple taşınıyor olduklarını kanıtlayabilmesi. İkincisi ise oyuncunun yaşadığı şehrin bir ülke sınırında bulunması ve futbolcunun oynayacağı kulübün bu şehre 50 kilometreden az mesafede olması.

Üçüncü istisna ise Avrupa Birliği’nin tek bir ülke statüsünde değerlendirilmesi ve bu yaş sınırının 16 olarak belirlenmiş olması. Dolayısıyla İngiliz kulüpleri artık AB ülkelerinden 16 ve 17 yaşında futbolcuları transfer edemiyor olacaklar ki bu da genç futbolcuların kaliteli takımlara gelip antrenman yapmaları ve kendilerini geliştirmeleri adına iki sene daha az vakitleri olacağının göstergesi. En azından Premier Lig’deki kaliteli takımlara…

Sonuç olarak kimsenin ne yaşanacağından emin olamadığı ve kervanın yolda düzüleceği bir döneme giriyor İngiliz futbolu. Bu süreçte hiçbir büyük değişiklik yaşanmayacağına inanan Forbes yazarı Andrew Brennan‘ı bir yana bırakırsak, uzmanların ortak görüşü Premier Lig’in bu ayrılmadan mutlaka etkileneceği ancak geçiş döneminde yapılacak hukuki ve idari ayarlamalar sayesinde bu etkilerin minimize edilebileceği yönünde. Hep birlikte bekleyip göreceğiz…

Büyük Britanya’da uzun süredir merakla beklenen ‘Brexit’ referandumu 23 Haziran’da gerçekleşti. Yaklaşık 46,5 milyon kişinin (nüfusun %72’si) katıldığı oylamada Britanya’nın Avrupa Birliği’nden ayrılması konusu halka soruldu ve ülke tam manasıyla ikiye bölündü! Halkın %51.9’u ayrılma taraftarıyken %48.1 ise birliğe üye olarak kalmaktan yana oy kullandı.

Az farkla da olsa alınan ayrılma kararı ile önümüzdeki yıllarda Britanya’yı politik, ekonomik ve sosyal olarak ciddi değişikler bekliyor. Bizi biraz daha fazla ilgilendiren konu ise dünya futbolunun en büyük markası olan ‘Premier Lig’in bu ayrılıktan nasıl etkileneceği. Malum, elit düzey dediğimiz futbolcuların büyük bir kısmı AB vatandaşı ve Britanya’nın birlikten ayrılma kararı yüzünden bu sporcular (ve tabii ileride transfer olacaklar) serbest dolaşım ilkesinden faydalanamayan yabancı futbolcu statüsüne geçecekler ve çalışma izni alma konusunda birçok kısıtlamaya tabi olacaklar.
Tabi bu durumun ülke futbolunun geleceğini olumlu mu yoksa olumsuz mu etkileyeceği konusunda net bir karara varabilmiş değiliz…