Bursaspor'un bu sezon tecrübesiz kadrosuyla nedeniyle zorlanacağını tahmin ediyordum.
Ama bu kadar erken yelkenleri suya indirmesini hiç beklemiyordum.
Yeşil-beyazlı takımda, "öğrenilmiş çaresizlik" adeta vücudun tüm hücrelerine işlemiş.
Hele golü de erken yiyince, kolay kırılan ve reaksiyon veremeyen bir takım haline geldi Bursaspor...
TÜKENMİŞLİK SENDROMU GİBİ
Görünen şu ki;
Timsah, daha 16. maçta "tükenmişlik sendromu"na yakalanmış gibi görünüyor!
Maçın durumuna baktıktan sonra yorumlara devam edeceğim.
İŞ GÜNÜ TRİBÜNLER BOŞ KALDI
Cumartesi günü esnaf ve işçinin mesai saati olan 2'de, tribünler bir hayli boş kaldı!
Buna rağmen, taraftar 2-0'a kadar takımına iyi destek verdi.
Ancak, haklı olarak arma sevdalıları da isyanlarda!..
BARAN KARAGÖZ SÜRPRİZİ
İsmail Ertekin, sakat Ertuğrul Kurtuluş'un yerine, bu sezon sadece Karacabey'deki Boyabat kupa maçında forma giyen 2005'li stoper Baran Karagöz'e ligde ilk kez şans verdi.
BALIKLI GÖL'DEN GOL YEDİK
Karşılaşma karşılıklı yoklamalarla başlarken, Bursaspor, kaleci hatasıyla resmen rakibinin ekmeğine yağ sürdü.
Bu balık golle Urfa'ya moral veren Timsah, kendisi de moral açıdan erken çöktü!
Böyle "balık" gol yenir mi Canberk?
Behlül, adeta Urfa'daki meşhur Balıklı Göl'den vurdu ve orta olarak havadan yapılan vuruş, Canberk'in içeriye "tokat" katkısıyla gole dönüştü.
Tamam, 2-3 net golü kurtardın, eyvallah.
Ancak bu tür goller takımın direncini de kırıyor!
Bu beklenmedik gol de, Hasan Ayaroğlu, Ertuğrul Kurtuluş ve Kubilay Sönmez'in olmadığı kadroda, geçleri mental açıdan aşağıya düşürdü!
Hatta, 42'de tribünler, takımı "oynayın" diye uyardı!
BÖYLE UCUZ SARI KARTLAR GÖRÜLMEZ!
İlk yarıda 4+ 1 sarı kart gördü Bursaspor.
Hadi 1'i kulübeye verildi.
Peki, 3 sarı karta ne demeli?
Urfa hızla atağa kalkarken, rakiplerine yetişemeyen genç oyuncularımız, ani atağı kesmek için "Yugoslav" faulü yaparak, arkadan çekerek ve düşürerek 3 sarı gördüler.
Koşup rakibinin önüne geçemezsen böyle kötü durumlara düşersin!..
Rakibin gole gidiyorsa, indireceksin tabii.
Ama böyle ucuz kartlar görülmez!
Enver Cenk ise, ilk devrenin sonlarında, hakeme, "Melih Sağlam'ın düşürülmesine neden penaltı vermedin?" diye itiraz edince sarı gördü.
Bu arada Emre Tepegöz ve Bilal Güney, 3'er sarı karta yükselip ceza sınırına geldiler.
2.GOLDEN SONRA FİLM KOPTU
50'de Behlül'ün ceza yayından şutu Furkan Emre'ye çarpıp ağlara gidince, tribünlerde de film koptu!
Taraftarlar, kötü futbola sinirlenerek, 57. dakikada "yönetim istifa" diye slogan attı.
Sahada liderliğe oynayan Şanlıurfaspor ile bizim gençler arasındaki tecrübe farkı çok bariz.
Tamam da, savaşmazsan, mücadele gücünü ortaya koymazsan nasıl olacak?İşte sonunda böyle evinde bile puana hasret kalırsın.
Bak;
Sahandaki son 3 maçta sadece 1 puan aldın.
İKİ KERE ÜÇLEDİ!
Bursaspor, bu sezon ilk defa üst üste 3 maçını kaybetti!
Evindeki 8.maçında da 3. yenilgisini yaşadı.
Bu üçlemeler hiç hayra alamet değil!
MUM GİBİ ERİYOR
Timsah, gözümüzün önünde mum gibi eriyor!
Tehlike çanları, daha şimdiden sert çalmaya başladı!
Maç başına 0,93 puan ve 0,93 gol ortalamasıyla 2.Lig'de ateş hattından kurtulman imkansız!
TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?
Beyler;
Tehlikenin farkında mısınız?
Takım dibe çöküyor!
Oyun ışık vermiyor!
Yönetim ve teknik kadro;
Bu kötü gidişe son verebilmek için ne gibi önlemler almayı düşünüyorsunuz?
Bu arada 23 Aralık'a kadar şu 3 puan silme tehlikesine son vermekten başka çareniz yok!
Hele, puan durumunda takım bu haldeyken, hiç mi hiç yok!
Eğer, bu genç kadroyla tahta açılmadan ligde kalınacağına hâlâ inanan var mı acaba?
Ne yapın edin; FIFA'dan gelen cezayı kaldırıp şu tahtayı açın!
Bundan böyle;
Herkes kendi üstüne düşen görevi yapacak.
Bu armayı düzlüğe çıkarmak için bütün unsurlar 7/24 çalışacak.
YARIN ÇOK GEÇ OLMADAN...
Bakın;
36 maçlık ligde, daha 20 maç var, ama görünen köy kılavuz istemez!
Durum çok ciddi!
Naklen izlemeyin, müdahale edin!
Eğer, tarihe tersten geçmek istemiyorsanız;
Oksijen çadırına girmeden yapılması gereken her şeyi yapın!
Yoksa, makas açılırsa, yani atı alan Üsküdar'ı geçerse, yarın çok geç olabilir!
Söyleyin Allah aşkına;
Duyuyor musunuz, yoksa uyuyor musunuz?