Öyle ya da böyle Bursaspor'umuz ligde kaldı. Şunu belirteyim buna coşkuyla sevinen tarafta değilim, buruk bir sevinç içimizde. Yıllardır da bu şekilde değil mi?

Maçın ikinci yarısını izleyemedik. Ki zaten burada oturup oynanan futboldan bahsedecek değiliz. Rahmetli İbrahim Yazıcı'nın dediği gibi "Ben tabelaya bakarım" ve biz de öyle yaptık.

Tabelada 14'üncü sırada bitirdik ligi. TFF 2. Lig böyle bir lig, play-off hesapları yaparken bir anda kendini düşme potasında bulabiliyorsun.

Nitekim de öyle oldu. Somaspor'dan yenilen 5 gol sonrasında umutlar tükendi. Birçok taraftar sanmayın ki sağlıklı bir şekilde Bursaspor maçını izledi, gözler sürekli Şanlıurfaspor maçındaydı.

Bizim oğlandan umudu kesince elin oğlunun düğününe dikizlenmemiz de bu yüzdendi zaten...

Takıma güven yok!

Şanlıurfa Batman'ı mağlup etmemiş olsaydı sonuç ne olurdu?

Bursaspor maçı böyle biter miydi?

Nazilli Belediyespor gol olup yağmaz mıydı üstümüze?

Birçok soru var aslında yanıtlanması gerekirken, yanıtlamadığımız...

Yanıtlamak istemediğimiz. Yanıtlanmasını da istemediğimiz.

Önümüzdeki sezon ne olacak bu konuda hiç kimsenin tahmini bile yok. Kongre sesleri yükseldi, Emin Adanur "Bu defa çok tecrübeli olarak, göreve talibiz." dedi. Daha kaç aday çıkacak veya aday çakacak mı?

Yönetimin bu konuda alacağı kararı merakla bekliyoruz.

Sezon boyunca 'istifa' çığlıklarıyla sarsılan stadyum yeni sezonda yeni başkanı mı misafir edecek acaba protokol koltuğunda?

Bu süreci futbolculara yüklemek de yanlış olur, sıkıntı yıllardan beri süregelen sistemimiz.

Futbolcu yetişir, tahta açılır, birlik ve beraberlik mesajları verilir...

Biz buraları hak etmiyoruz, bu camia hak etmiyor.

Özer Hurmacı maç sonu "Bursasporlu çocuklara mesajım var, formalarınızı giyip, öyle gezinin yarın" dedi.

Bir zafer Özer'kliği ilamı mı bu?

TFF 3. Lig'e düşmediğimiz için mi giyilecek formalar? Neyin sevinci ola ki?

Ayrıca biz Bursaspor formasını üzerimizden, Yeşil-Beyaz aşkı yüreğimizden hiç çıkarmadık.

Ama!

Bursasporlu nesil yetiştirmek şimdi kolay mı sanılıyor?

5 yaşındaki oğlumun yine mi yenildik, büyük oğlanın 'Kiminle oynuyoruz baba' sorusuna verdiğim cevaba 'Orası neresi diyen' bir çocuğa ne denir?

Bizimkisi peri masalı ve biz bir peri masalına aşığız...

En çok da La Fontaine'in masallarına!

Sorgusuz, sualsiz, hiç bir karşılık beklemeden...

Yense de yenilse de, kendimizi küçük düşürülmüş hissetsek bile.

Yeri gelir kızarız, bazen küseriz ama bu aşktan vazgeçmeyiz..

Sadece seviyoruz...

Sadece...